Popüler Yayınlar

1 Aralık 2010 Çarşamba

-Hiç-

Sön kısacık mum sön! Ömür bir yürür gölge; zavallı bir kukla ki sahnede salınıp çırpınarak saatini dolduruyor, sonra bir daha adı duyulmuyor: Bir aptalın anlattığı bir masal bu; sırf gürültü patırtı; bir anlama geldiği de yok! (Machbet,William Shakespeare)

Tanrıların bağ bozum şenliklerinde anlatılan yaşlı ama diri ağızdan çıkan geçmişi sahipsiz olanların bile oturup dinlediği mitolojiden kesitler elbette Platon'un idealar dünyasının da temelini oluşturur. Platon da,bağ bozum şenliklerindeki anlatıcı da ütopik bi kainattan bahseder.
Yukarıdaki Machbet'ten alınan bölüm bağ bozum şenliklerindeki tarihi sahipsiz köleler ve Platon'un idealarının tek ortak yönü hepsinin nihilist olmasıdır. Dünya'ya korkak bakan bu anlayış 20 yüzyılda silahlarla tanışan insanlarda daha fazla etki yarattı.  İlahi güç ve adalet bir bakıma sekteye uğradı. savaşları ırksal üstünlük,ekonomik üstünlük zihniyeti olanlar  telef olan insanları görmezden geldi. ve belkide tanrıdan her defasında yardım isteyen halk; bu durum karşısında inançlarını kuşku zemini üzerinde yorumlamak zorunda kaldı. Bedeli çok ağır ödetilerek öğrenilen bu düşünce bu dönem yazarları için ister istemez kafalar agnostik düşünceye yoruldu  ve tarihin Tanrıdan kuşku duyan  çocukları dünyayla tanıştı.

           Bağ bozum şenliğinde hayat zorluğundan ve sahibinin yüklediği sorumluluklardan yorulan ve bitkin düşen köleler tanrının ve ölüm sonrası gizin kuşkusunu ancak 20 yüzyıl ve sonrasında dışarıya  atabildiler Çünkü onlara Platon olma şansı verilmemişti.
     Ha bide bu savaşların iyi yönünü az kalsın yazmayı unutuyordum. Bize bir sürü okumaya değer kuşkucu yazar bıraktılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder