Popüler Yayınlar

1 Aralık 2010 Çarşamba

David Lynch Filmleri ve Anlamamak Üzerine

Sinema kuramına absürd terimini  ekleyen dahi yönetmen David Lynch:
Herşeyin ne anlama geldiğini ya da nasıl yorumlanacağını bilmemek daha iyidir, çünkü aksi takdirde olayları kendi akışına bırakmaya korkarsınız. Psikoloji, gizemi ve büyü niteliğini yok eder. Anlamlardan konuşmak beni çok rahatsız ediyor. Çünkü anlam çok kişisel birşeydir ve herkese göre değişir
Küçük kasabaların hayranı Lynch, filmlerinde karanlık ve çürümüş ortamları, rahatsız karakterleri, kutuplaşmış dünyayı (melekler/şeytanlar; rahibeler/fahişeler) yansıtmayı seviyor. Şiddet içeren sahnelerde sık sık ağır-çekime başvuran yönetmen, şarkıcı/müzisyenlere filmlerinde roller vermesiyle de tanınıyor ("İkiz Tepeler"de Chris Isaac ve David Bowie; "Dune"da Sting; "Kayıp Otoban"da Marilyn Manson gibi). 80'lerde Isabelle Rosselini ile medyanın yakından takip ettiği bir ilişki yaşayan Lynch'in kızı Jennifer Chambers Lynch'i de yönetmenliğini yaptığı "Boxing Helena - Helena'yı Sarmak"tan tanıyoruz. Lynch'e göre hayat çok çok karmaşık birşey ve filmler de öyle olmalı... "Bence insanlar hayatın anlamsız olduğunu kabul etmiyorlar" diyor Lynch. "Bu insanları çok huzursuz ediyor. Dinler ve mitolojiler de zaten sadece hayatı anlamlı kılmak için icat edilmiş şeyler..."
aynı yılmaz güneyin dediği gibi, durup, bize dışarıdan kimsenin nerdeyse hiçbir zaman göremeyeceği bir gözle, sade bi şekilde kamerayı dışa koyarak değil, kamerayı o adamın iç dünyasına yerleştirerek açıklamaya çalışmıştır. işte budur büyüleyici olan,ve aynı zamanda sanat olan.
PEKİ BU GÜN ANLAMAK İÇİN NEYAPTIN
sinema nedir? görüntülü fotoğraftır bi bakıma , akan fotoğraftır. bu noktada mesela memento'yu anlayan insan david lynch'e gelince halt (dur) eder. memento insanın sinematografik sınırıdır. ordan ötesi. anlaşılmazdır. üstelik anlamıyorum dan öte, anlamak gerek. oysaki bütün filmleri insanların her nevisi, her kültürü, her bireyi farklı anlar: anlamlandırır.

bak mesela david lynch'ten ötesi de vardır bu konularda. kült sinemaya bir gözatmak icabeder bu noktada. ama varsa yoksa "anladım, anlamadım" fal mı oçuyoruz.

abi otur, sana çağrıştırdığı şeyleri yaz bi kenara. ha yazıyorum yazıyorum "this is a pencil" çıkıyor diyosan. o zaman otur biraz kendine emek harca ya. hep sevgiline, kariyerine, okuluna, ailene vermişsin emeği demek ki, kendine de bi yatırım yap.
anlamak değil, anlamlandırmak; anlamlandırmak değilse, okumak (film okumak) olabilir. herkes okuyor zaten . sen de etrafını oku, dön kendini oku. korkma .yüzde 99 zaten bu kelimeyle başladığını düşünüyor bütün macerasının.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder