Popüler Yayınlar

19 Ekim 2012 Cuma

GÜNÜMDEN BİR GÜN


Bak yine güneş doğdu insanlığa. Şimdi kalkacak herkes, işine gidenler, okuluna gidenler ya da uykusuna yeni başlayanlar. Ben hangi taraftayım sence. Tam uyuyacağım zamanlar seninle başladığımız sohbetler bitseydi belki ben de şimdi kalkar işime bakardım. Uyumayı sana tercih ettiğimi zannetme ama bazen sevmiyorum seni. Diğerlerine benziyorsun ara sıra. Konuyu haklı olduğun kısma çekip beni gafil avladığını zannediyorsun. Oysa ki herkes haklı bu dünyada. Haksız olduğun konuları anlat bana deyince susma.  
Uyku baskın çıkmaya başladı düşüncelerime ve kazanıyor sonunda. Uykuyla akan zamanı bir melek de bitirse azap veriyor insana. Vücudum itaat etmese de kalkıp her gün yaptıklarımı tekrarlamak zorundayım. Bunun farkında olmak kalkmamı daha da güçleştiriyor. Bir görev niteliğinde yapılan ve zerre haz alınmayan  kahvaltıdır, o günün döngüsünü başlatan haberci. Ve günün devamı sınıfta yapılmış ve oradan dışarı çıkmayı hak etmeyen sohbetler, hep tasdik edilmek zorunda kalınan bir itiraz da tüm suçlunun sen olduğu boş muhabbetlerden ibrettir.
Öğleden sonra seninle yaptığım sohbetin faturası önüme geliyor. Söz geçiremediğim gözlerim, yavaşlayan reflekslerim ve keşkelerle başlayan cümleler.
Sonunda akşam olup ta eve dönmek kötünün iyisidir.  Yine de eve dönmek dinlenmenin habercisidir. Ve bir öğrencinin sorumluluk alanlarına sıra gelmiştir. zorla kafaya sokulmaya çalışılan bilgiler topluluğu. Anlayamadığımız yerlerin gelecekte ne işe yarayacağını sorduğumuz zamanlar, yani çaresizliğimizin en dibindeyken arkadan bir kurtuluş sesi.
-oğlum gel çay içelim sonra devam edersin.
Diğer odaya geçtiğimde sanki suçluymuşuz gibi bize bağıran bir alet karşımızda ve biz karşısında sus pus. Bir saatlik arada onun nutuklarını dinleyip tekrar odama döndüğümde en değerli  arkadaşımla buluşma vakti gelmiştir. Yarın pişmanlığımı duyacağımı bildiğim halde başlarım onunla muhabbete.
Böylece döngünün bir halkası daha bitmiş olur. Bir günümü değil bir gün boyunca ruhumu kemiren düşüncelerimi anlattığım bu yazının günlük mü yoksa aradan belli bir süre geçtiği için anı mı olduğunu bilmiyorum. Zaten tanımlarla aram pek iyi değildir.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder